Monday, April 28, 2014

Atatürk ve Geometri

Biri çıkmış, ülkeyi işgalden kurtarıp, cumhuriyeti kurmuş, devrimleri gerçekleştirip, ülkeyi dönüştürmüş, Türk Dili ve eğitimi üzerinde ciddi çalışmalar yapmış yetmemiş bir de hayatının son senesinden bir yıl önce Geometri kitabı yazmış. Arapça ve Farsça geometri terimlerine bugün hala kullandığımız Türkçe karşılıklar bulmuş, geometrinin ezberlenmesi ve öğrenilmesi güçlüğüne son vermiş.

Atatürk eğitim alanında milli dilin kullanılmasından yanaydı ama yabancı dillerin de etkin şekilde öğrenilmesini istiyordu. 1929 yılında Türk Maarif Cemiyeti’ni kurduğundaki amacı ‘Türk harsı(kültürü) içinde yabancı dil öğretmek’ idi. Türk Maarif Cemiyet’inin 1931 yılında ilkokulu, 1933 yılında ortaokulu, 1936 yılında da lisesi açıldı. Eğitim dili Türkçe idi. Haftada 10 saat ingilizce öğretiliyordu.  Yeni Türkiye’nin kalkınması milli kalkınma, eğitimi milli eğitim, dili milli dil olacaktı. Ama 1940’ların sonunlarında Marshall yardımlarıyla oluşan Amerikan  hayranlığı, Demokrat partinin iktidara gelmesiyle daha da popülerleşti. Amerika ve İngilte’nin yönlendirmeleriyle Yenişehir okulunda 1951-1952 öğretim yılında hazırlık sınıfları açılarak eğitim dili İngilizce oldu. Okulun, o vakte kadar "Türk Maarif Cemiyeti Yenişehir Lisesi" olan adı "Türk Eğitim Derneği  TED Ankara Koleji" şeklinde değiştirildi.

Atatürk 1928-1938 arası on yılda en büyük eforu Türk dili üzerine verdi. Ölüm döşeğinde son üç gün komada kaldıktan sonra kendine geldiğinde ‘Arkadaşlara selam, dil çalışmalarını sakın gevşetmeyin’ deyip kendinden geçmişti.

Atatürk ölümünden birbuçuk yıl önce 1936-1937 kış aylarında da geometri kitabı yazmıştı. Ardından çıktığı Anadolu gezisinde Sivas’a uğramış ve Sivas lisesini ziyaret etmişti. Atatürk ve mahiyetindekiler Sivas Lisesi’nin 9/A sınıfında Hendese (Geometri) dersine girdi. Atatürk bu derste bir kız öğrenciyi tahtaya kaldırdı. Öğrenci, Atatürk’ün tahtada çizdiği paralel iki çizginin başka iki paralel çizgi ile kesişmesinden oluşan açıların adlarını söylemekte zorluk çekiyor ve yanlışlıklar yapıyordu. Bu durumdan etkilenen Atatürk, tepkisini, ‘Bu anlaşılmaz Arapça terimlerle, öğrencilere bilgi verilemez. Dersler, Türkçe, yeni terimlerle anlatılmalıdır.’ dedi ve tebeşiri eline alıp, tahtada çizimlerle “zaviye”nin karşılığı olarak “açı”, “dılı” nın karşılığı olarak “kenar”, “müselles”in karşılığı olarak da “üçgen” gibi Türkçe yeni terimler kullanarak, bir takım Geometri konularını ve bu arada Pythagoras teoremini anlattı.


Atatürk, “muvazi” kelimesinin yerine kullandığı “paralel” teriminin kökenini açıklarken Orta Asya’daki Türklerin, kağnının iki tekerleğinin bir dingile bağlı olarak duruş biçimine “para” adını verdiklerini anlattı.

http://www.isteataturk.com/haber/189/ataturk-ve-geometri-kitabi


Atatürk’ün Türkçe karşıtlar ürettiği eski geometri terimleri:

Bu’ud - boyut
mekan - uzay
satıh - yüzey
kutur - çap
nısf-ı kutur - yarıçap
kavis - yay
muhit-i daire - çember
mümâs - teğet
zâviye - açı
re’sen mütekabil zâviyeler - ters açılar
zâviyetan’ı mütabâdiletân-ı dâhiletan - iç ters açılar
kaaide - taban
ufkî - yatay
şâkulî - düşey
amûd - dikey
zâviyetân-ı mütevâfıkatân - yöndeş açılar
va’zîyet - konum
mustatîl - dikdörtgen
muhammes - beşgen
müselles-i mütesâviyü’l-adlâ’ - eşkenar üçgen
müselles-i mütesâviyü’ssâkeyn - ikizkenar üçgen
şibh-i münharif - yamuk
mecmû - toplam
nisbet - oran
tenasüb - orantı
mesâha-i sathiyye - alan
müştak - türev
müsavi - eşit
mahrut - koni
faraziye - varsayı
hat - çizgi
mukavves - eğri
seviye - düzey
dılı - kenar
muvazi - paralel-koşut
menşur - pürüzma
hattı mail - eğik
veter - kiriş
re’s - köşe
zaviyei hadde - dar açı
hattı munassıf - açıortay
muhit - çevre
kaim zaviyeli müselles - dikey üçgen
tamamlıyan zaviye - tümey açı
murabba - kare
mümaselet - imsiy
umumi totale - ökül küre - yüre

Atatürk’ün önerdiği kelimelerden 77 yıl içerisinde sadece aşağıdakiler için yeni terimler üretildi. 

Varsayı – varsayım
Pürüzma – pirizma
dikey üçgen – dik üçgen
dikey açı – dik açı
tümey açı – tümler açı
imsiy – benzerlik
ökül – tüm/bütün
yüre - küre      



Monday, April 21, 2014

Halide Edip

Halide 1884 yılında doğdu. Babası Mehmet Edip bey erkek çocuk beklediği için isim olarak Halid' belirlemişti. Kız doğunca Halide dediler. Mehmet Edip beyin ailesi 1500'lü yıllarda İspanya'dan ayrılıp Osmanlı'ya sığınan Sefared yahudilerinden di. Mehmet Edip Selanik'te doğmuştu daha sonra Bursa'ya taşındılar. Edip bey müslümanlığı seçmişti. Edip bey II.Abdülhamit'in başkatiplerindendi. Yıldız sarayında çalışırdı. Halide'nin annesi Bedrifem ise, Halide çok küçük iken vefat etmişti. Bedrifem'in vefatından bir süre sonra Edip bey yeniden evlenmiş, bir süre sonra da ikinci eş almıştı.

Halide Amerikan kız kolejine giderken Rıza Tevfik'ten türkçe dersleri almıştı. Dönemin en enteresan kişiliklerinden Dr. Rıza Tevfik doktor, şair ve flozoftu. Halide'nin ufkunu açan kişilerden biri olmuştur. Son Osmanlı hükümetinde Maarif bakanı olarak bulunacak ve Damat Ferit ile birlikte Sevr antlaşmasını imzalayacaktı.

Halide 1900 yılında matematik dersi için bir hocadan ders almak isteyince babası Edip bey, Salih Zeki'yi önerdi. Dersler başladı ve ilişkileride. Okul bitince Halide ile Salih Zeki evlendiler. Aralarında ciddi yaş farkı vardı. Halide 1901 yılında Amerikan Kız Koleji'nin 2 yıllık yüksek bölümüne başladı. ve Okulun yüksek bölümünden ilk mezun olan müslüman kız öğrenci oldu. Kız Kolejinden ilk mezun olan müslüman öğrenci Gülistan idi (1890).

Salih Zeki, Fransa'da elektrik mühendisliği okumuş, üstün zekasından sonra Zeki adını almış tam bir mühendis idi. Yüksek IQ yanında EQ sunun çok düşük olduğu anlaşılıyor. GS Lisesi müdürlüğü yapmış, istanbul Üniversitesi rektörlüğüne kadar yükselmişti.

Halide'nin ilk yazısı 1 Ağustos 1908 de Tanin gazetesinde yayınlandı. 1909 31 mart ayaklanmasının ardından kara listeye alındığını öğrenen Halide iki çocuğuyla birlikte iskenderiye kaçar. Mısır dayken İngiltere'den gelen bir davet üzerine Londra'ya gitti. Oxford'daBertrand Russell ile görüştü. Birkaç ay sonra İstanbul'a döndü. Döndüğünde eşi Salih Zeki'nin başka bir kadınla daha evlendiğini öğrendi bunun üzerinde 1910 yılında Salih Zeki'den boşandı.

Halide Edip ile Mustafa Kemal arasındaki gerginliğe Zekeriye Sertel'in yorumu: 'Kurtuluş savaşı sırasında Hindistan halkı Ankara'ya halide Edip aracılığıyla 100,000 $ göndermişti. Bu paranın kurtuluş savaşı için harcanması şart koşulmuştu. Halide Hanım bu parayı Atatürk'e vermişti. fakat Atatürk bu parayı harcamayarak saklamış, zaferden sonra İş Bankası kuruluş sermayesi olarak kullanmıştı. halide hanım paranın yerine harcanmamış olmasından gücenmiş ve kırgınlığını Atatürk'e duyurmuştu. Halide hanımın bu hareketi Atatürk'ü kızdırmıştı. Araları bu yüzden açıldı.'

1928 yılında Masachusetts üniversitesi daveti nedeniyle ABD'ye gitti. Konferanslar verdi. Halide Edip'e göre Türkiye'de ikdidara ilericiler hakimdi, ancak ilericiler iki ekolden oluşmaktadır. Birinci ekol, Türkiye'nin geri kalmış bir ülke olduğu noktasından hareketle kalkınmanın diktatörlük yöntemleriyle hızlandırılmasından yanaydı, diğer ekol ise (kendisi bu ekole aitti) liberal yöntemlerden yanaydı.

1940 yılında Cumhurbaşkanı İnönü küskün devrim evlatlarını kucaklarken Halide Edip'e de Üniversite de görev verdi. İstanbul Üniversitesinde İngiliz Filolojisi bölüm başkanlığına getirildi. Türkiye'nin ilk kadın profesörüdür. Akademik geçmisi olmamasına rağmen yurtdışı bağlantıları nedeniyle başarıyla bölümü kurup geliştirmiştir.'Fransa'da cumhuriyet vardır ama İngiltere'de de hürriyet vardır' inandığı bir sözdü.

Behice Boran'ın Halide Edip için görüşü:
Halide Edip dinsel tutuculuğa ve doğmalara karşıdır ama kendisi dindar ve gizemcidir. Halkçıdır; çalışkan insana değer verir, ama toplumda soylular sınıfının da önemli bir yeri olduğu kanısındadır. Toplumsal sorunlarla ilgilidir, onlaron çözümlenmesini ister; ama bu işlerin merkezde bir örgütle değil, bireysel girişimve yardımseverlikle yapılmasından yanadır, hatta ancak bu yolla yapılabileceğine inanmıştır. Bazı yapıtlarında savaşımcı gibi görünür, amagerçekte sevgi ve inandırma yoluyla sonuç alınmasını yeğler. Halide Edip'te geçmişe özlem vardır. 'Eski aslında güzeldir, değerlidir, düzeltilip onarılıp kullanılmalıdır'. Bunun için Halide devrimci değil reformcudur ve aslında tutucudur.
Halide Edip'in ifadesi:
Bende memlekette demokratik bir rejimin kurulmasına taraftarım. Bu diktatörlük sistemi, Atatürk'ün kurduğu sistemdir. Biz buna muhalefet ettiğimiz için gadre uğradık ve memleketi terk etmek zorunda kaldık.
Komünizme karşı olduğunu her fırsatta ifade eden Halide Edip Nazım'ın hapisten çıkarılması için ciddi faaliyette bulunmuş iki kitabını ingilizceye çevirmiştir.
1950 seçimlerinde Demokrat parti listesinden bağımsız milletvekili olan Halide 1951 yılında çıkarılmaya çalışılan Atatürk'ü koruma kanununa ciddi muhalefet etmiş fakat başarılı olamamıştır. 1954 yılında görev süresi dolunca milletvekilliğinden ayrıldı.

Torunu Ömer Sayar:
'Dışarı çıkarken mutlaka eşarbını takardı. Bir alışkanlık gibi sanki, İslam'ın şartı olarak değil.'

Haldun Taner:
'Başörtüsü vardı. Bu da herhalde onun bir snobizmi olmalıydı. Kaçgöç devrinde omuzlarına düşen gür ve dişi saçları ilen gezen, ressamlara poz veren bu ilk emansipe kadınımıza cumhuriyet devrinde başörtüsü ancak bir süs olarak , bir kapris olarak kullanılınca uyardı.'  Halide Edip'in tutkuları: Amerikan polis romanları, kağıt oyunları, tespih ve pudraydı.


Dr. Adnan Adıvar
1947 yılında Princeton Üniversitesi 200. kuruluş yıldönümü törenlerinde Dr. Adnan Adıvar'ı fahri doktora ile onurlandırdı. Adnan Adıvar Tıp Fakültesini bitirdi. Kurtuluş savaşı sırasında ve Cumhuriyet döneminde Sağlık Bakanlığı yapmıştır. Cumhuriyet döneminin ilk Bilim Tarihçisidir.


( Halide Edip - İpek Çalışlar )