Nikola Tesla. Bilim tarihinin
elektrik ve elektronik alanında, 20. yüzyılda gerçekleştirlen tüm buluşların
altındaki tek isim olan Tesla'nın üzerindeki giz perdesi ölümünün üzerinden 70
yıl geçtikten sonra yavaş yavaş kalkmaya başladı. Tesla'nın üzerine FBI
tarafından çekilen giz perdesinin altında 20.yy bilim tarihinin, sonuçları çok
ağır olacak hesaplaşmaları yatıyor. Birincisi elektiriği hayatımıza sokan
Micheal Faraday değil, Nikola Tesla'dır. Faraday'ın tek yaptığı kaleme aldığı
önemli bir yapıt olan Elektrik Üzerine Araştırmalar adlı eserinde elektrik ve
manyetizma arasındaki ilişkilerin deneylerini göstermiş olmasıdır. Elektriği
başta ampul olmak üzere yaşantımıza sokan, radyoyu, radarı. florasanlı ampulü,
bilgisayarı, faks makinasını, ve daha aklınıza gelebilen bütün elektrikli ve
elektronik aletleri geliştiren Tesla olmuştur. General Electiric,
Westinghouse, Marconi and Morgan gibi ABD endüstrisinin dev tekelleri Tesla'nın
bu buluşları üzerine şekillenmiş, fakat kendisi hayatı boyunca hiçbir kurumsal
ilişkiye girmemiştir. İkincisi, ABD'nin bu dev tekelleri General Electiric'in direktifleriyle
Tesla'yı sümen altı etme kararı almışlardır. Neden? Çünkü Tesla parasız ve
doğayı kirletmeyen bir elektrik üretiminin mümkün olduğunu açıklamıştır. Bu
açıklaması başta General Electiric olmak üzere tüm ABD tekellerini paniğe
düşürmüş ve bütün kapılar yüzüne kapatılmıştır. Beş kuruş parasız ve borç
içinde New York'ta bir otel odasında ölümü derin anlamlar içermektedir.
8 Ocak 1943 gecesinin yoğun trafiği
8 Ocak 1943 gecesinin yoğun trafiği
Tesla'nın 5 Ocak ile 8 Ocak 1943 tarihleri arasında Hotel New Yorker'daki
odasında tek başına kalp yetmezliğinden öldüğü tahmin edilmekte. Tesla'nın otel
görevlilerine rahatsız edilmek istemediğini söylemesi ve günlerce odasından
dışarı çıkmaması bir alışkanlık haline geldiğinden ölümünün üzerinden 2-3 gün
geçmesine karşın kimse öldüğünü farketmez. 8 Ocak gecesi diğer tüm Yugoslav
mültecileri gibi FBI gözetimimnde olan Tesla'nın mülteci yiğeni Sava
Kosanovich, yanında iki bilim editörü George Clerck ve Kenneth Sweezey ile birlikte
Tesla'nın odasına girer. Otelin 3 yöneticisi ve Yugoslav Büyükelçiliğinden bir
temsilci şahitliğinde Kosanovich, Tesla'nın vasiyetini arar. Kosanovich
Tesla'nın yazılarını ve deney aletlerini toparlar. Toplanan bu eşyalar bugün
Belgrad'daki Tesla Müzesinde sergilenmektedir.Aynı gece Pentagon'dan Albay
Erskine FBI'ı arayarak harekete geçirir ve Tesla'nın öldüğünü haber verir. FBI
yetkilileri, Yabancılar Dairesi Komiseri Fitzgerald ile birlikte, otel odasına
girerler ve Tesla'nın tüm eşyaları iki büyük kamyona yüklenir. Tesla'nın tüm
araştırma kağıtları ve makaleleri, Manhattan Storage and Warehouse Co. adlı New
York'taki bir depo şirketine gönderilir. Bu depoyu Tesla 1934 yılından beri
kullanmaktadır. FBI kayıtlarında Tesla'nın makalelerinin 50 kutu içerisinde
depolandığı belirtilmekte. Yabancılar Dairesi, ABD Deniz Kuvvetleri İstihbarat
Servisini arayarak, Tesla'nın tüm makalelerinin ve araştırma kağıtlarının
mikrofilme çekilmesini emreder. 8 Ocak gecesinin bu yoğun trafiği içinde FBI'a
yeni bir bilgi ulaşır:Tesla 1932 yılında Grosvenor Clinton Hotel'in emanetine
depozitini ödeyerek bir kutu bırakmıştır. ABD devlet başkanlığı bilim
danışmanlığı FBI'a bu kutunun içindeki dökümanların derhal alınması talimatı
gönderir. Kutunun içinde Tesla'nın kablosuz enerji aktarımı projesi, yeni bir
torpido silahının planları ve çalışma modeli ile Tesla'nın "Ölüm
Işını" adını verdiği yüksek dalga frekans silahının projesi vardır. FBI'ın
toparladığı tüm belgeler ve projeler, ABD Başkanının emriyle FBI tarafından TOP
SECRET olarak mühürlenir ve projelerin kamuda tartışılması yasaklanır. Tüm
bunlar bir gece içerisinde, 8 Ocak 1943'de gerçekleşir.
FBI kayıtlarında, Tesla'nın ölmeden önce 5 Ocak günü Pentagon'dan Albay
Erskine'ı aradığı ve "teleforce" adını verdiği mikrodalga silahını
Pentagon'a vermek istediği, fakat Albay Erskine'in telefondakinin bir deli
olduğunu düşünerek, Tesla'yı ciddiye almadığı iddia ediliyor. 5 Ocak günü
Tesla'yı hatırlamayan Albay Erskine 8 Ocak gecesi, Yugoslav büyükelçiliğinin
Tesla'nın otel odasına girdiğini haber alır almaz FBI'ı ve Deniz Kuvvetlerini
nasıl harekete geçirebilmiştir? Bu sorunun yanıtı FBI kayıtlarında
bulunmamaktadır. Birincisi Nikola Tesla adı Amerikan kamuoyunda o günlerde
yakından bilinen sansasyonel bir içeriğe sahipti. İkincisi Tesla'nın
araştırmaları Pentagon tarafından yakından izleniyor ve Tesla FBI tarafından
sürekli takip ediliyordu. Üçüncüsü Tesla öldüğünde yaşamını Yugoslav
Hükümetinin kendisine bağladığı maaşla idare ediyordu ve Yugoslav Büyükelçiliği
ile yakın temastaydı. Dolayısıyla Tesla'nın Pentagon'u aradığı iddiasının
temeli çok zayıf kalıyor. FBI'ın tüm kaygısı Teslanın çalışmalarının Sovyet
Kızılordusu'nun eline geçmesi olasılığıydı; ki bu araştırmaların önemli bir
kısmının Sovyetlerin eline geçmiş olduğu da, Sovyet bilim tarihinin gelişimi
içerisinde görülebiliyor. Tesla'nın tüm kaygısı Alman faşizminin durdurulması
gereğiydi ve bilimsel çalışmalarını bu yüzden silah tasarımına yöneltmişti.
Tesla'nın mikrodalga silah tasarımı ile deprem ve tsunami silahı uzun yıllar
söylence olarak kaldı. Uluslararası bilim çevreleri genelde bunun bir palavra
olduğunu iddia etmelerine karşın söylenceler doğruydu.
Tesla'nın patentleri piyasaya çıkıyor
18 Ekim 1993 yılında ABD Savunma Bakanlığı, kısa adıyla HAARP olarak
bilinen projenin 'High Frequency Active Auroral Reseach Program'ın
Gakona-Alaska tesislerinde başlatıldığını açıkladı. Raythenon Corporotion
tarafa geçirilen proje, Alaska Massachusettes, Stanford, Penn State, Tulsa,
Clemson, Maryland, Cornell ve UCLA olmak üzere ABD'nin 9 üniversitesi ve
MIT'nin ortaklığı ile uygulamaya kondu. HAARP projesinin patentleri (ABD Patent
Dairesi'nde 4.686.605, 4.712.158 ve 5.038.664 no'lu kayıtlarıyla) Bernard
Eastlund tarafından alındı. Her üç patentin ilk kayıtları Tesla'nın adına
kayıtlı ve Tesla bu patentleri Colorado teslerinden sonra almıştı.Bernard
Eastlund, bu üç patentin geliştirilmesi ile kayıtlara geçti. Patentlerin
içeriği ise şu: 4.686.605: Dünya atmosferi ve iyonosferinin ve/veya
magnetosferinin değiştirilmesinin metodu. 4.712.158: Seçilmiş bir bölge
üzerinde süni elektron siklonu oluşturma metodu. 5.038.664: Dünya üzerinde
rölativik partiküller oluşturma metodu. Söz konusu son patent Tesla'nın ölüm
ışını adını ve düşman kuvvetlerinin elektronik sistemini felç ederek elektronik
bir duvar oluşturan sistemdir. Gerek Körfez Savaşı'nda ve gerekse de
Yugoslavya'nın bombanalanmasında kullanılmıştır. Tesla'nın sürekli tartışılan
deprem ve Tsunami silahının üzerindeki sır perdesi de 1999 yılının eylül
ayında, Yeni Zellanda Savunma Bakanlığının açıklamasıyla kalktı. Yapılan resmi
açıklamada 1943 ve 1944 yıllarında ABD'li bilim insanlarının Yeni Zellanda'ya
bağlı takım adalarda tsunami silahını denedikleri ve seçilen kıyı parçalarının
deniz altında oluşturulan deprem dalgasının yarattığı dev dalgalarla başarılı
bir şekilde vurulduğu belirtildi. Yine 1997 yılında Rus Uzay İstasyonu MIR'den
yapılan açıklamada, Tesla'nın Colorado deneylerinin doğru olduğu ve şimşeklerin
atmosferdeki belli katmanlarda ve düzenli bir şekilde gerçekleştiği belirtildi.
Radyoyu Tesla icat etti, asistanı Marconi patentini aldı.
Kuşkusuz Teslanın yaşamındaki ironik yan, buluşlarının patentlerinin hep
başkaları tarafından alınmış olmasıdır. Bu patent mücadelelerinden bir tanesi
Marconi ile radyo'nun keşfi üzerine olmuş ve Tesla'nın ölümünden 6 ay sonra ABD
Yüksek Adalet Mahkemesi, radyoyu ilk bulan kişinin Marconi değil Tesla olduğunu
mahkeme kayıtlarına geçirmişti.
Dönemin ABD devlet başkanı Wallace, FBI ve ABD Deniz Kuvvetleri tarafından
hayatı TOP SECRET olarak damgalanan Tesla, hayatı boyunca kimseyle yakın bir
ilişki kurmadı. Doğu ve Batı Avrupa dillerinin tümüne yazılı ve sözlü olarak
hakimdi. Muazzam denebilecek bir kültür birikimine sahipti. Hayatı boyunca
hiçbir şirket ya da kurum ile sürekli bir ilişki kurmadı. Hiçbir kurumsal yapı
inşa etmedi. Belgrad'daki Tesla Müzesi ölümünden çok sonra Yugoslavya Hükümeti
tarafından kuruldu. Buluşlarının patentlerini alma becerisini gösteremediği
için, çalışmalarının üzerinden daima başkaları büyük başarılar kazandılar.
uluslararası bilim toplantılarını, söz sırası kendisine geldiğinde yarıda
bırakıp bahçedeki güvercinleri beslemeyi tercih etti. Çocukluğundan beri doğayı
gözleme tutkusu içerisinde oldu. Nerede nasıl davranacağını ve nasıl
konuşulacağını hiçbir zaman bilemedi. Hayatı boyunca kendi dünyasının içinde
yaşadı. Tüm bu özellikleriyle Tesla belki de gelmiş geçmiş en ünlü
otistiklerden birisiydi. Fakat kesin olan bir şey var ki, 20. yüzyıl teknik uygarlığı
tek başına onun beyninin içerisinde gerçekleşti.
Şimşeğin çocuğu
Şimşeğin çocuğu
1856'da 10 Temmuz'u 11 Temmuz'a bağlayan gece Hırvatistan'ın küçük bir köyü
olan Similyan'da doğdu. Doğduğu gece müthiş kasırgalı ve şimşekli bir geceydi.
Tesla doğduğunda çıkan muazzam şimşeklerden korkan ebesi, annesi Djuka'ya
"Bu çocuk olsa olsa şimşeğin çocuğu olabilir." demişti. Tesla'nın
annesinin güncesindeki bu satırlar, ilginç bir şekilde Tesla'nın yaşamını
belirleyecek ve Tesla'nın günce defterlerinden edindiğimiz bilgiye göre 3
yaşından itibaren "elektrik" ve "şimşek" denen şeyi merak
edecekti. 80'li yaşlarında kendisiyle yapılan bir röportajda şunları söyler
Tesla; "80 yıldır kendime her gün bu elektriğin ne olduğunu soruyorum.
Halen ne olduğunu bulamadım."
Nikola Tesla aile içindeki adıyla Niko, dört kardeşin en küçüğüydü.
Kendisinden 7 yaş büyük abisi Dane, Tesla 5 yaşındayken attan düşerek ölmüştü.
Anılarında erkek kardeşinin ölümünün, kendinde travmatik bir etki bıraktığını
ve ailenin tek erkek çocuğu olarak kendini çalışmaya adadığını belirtir.
İlkokula başladığında matematikteki üstün yeteneği öğretmeni tarafından
farkedildi. Mekaniğe karşı yoğun bir ilgisi vardı. Yaptığı ilk alet 6
yaşındayken gerçekleştirdiği kurbağa yakalama düzeneği idi.
"Bir gün bu motoru yapacağım"
"Bir gün bu motoru yapacağım"
Tesla'nın bilimsel kişiliği Hırvatistan'ın Carlstad kasabasında eğitim
gördüğü Gymnasium ve Prag Üniversitesi, Graz Politeknik Mühendislik
Fakültesi'nde şekillendi. Yine anılarında Gymnasium'daki öğretmeni Profesör
Poeschl'in hayatındaki önemine vurgu yapar. Poeschl elektrikteki son
gelişmeleri, dinamoları, elektrik motorlarını Paris'e gidip satın alarak
okuluna getiren ve bu aletleri sökerek çalışma mekanizmalarını öğrencilerine
anlatan gerçek bir bilim insanıdır. Poeschl öğrencisi Tesla'nın günde birkaç
saat uyuyarak sürdürdüğü yoğun çalışma temposunu ve elektriğe olan merakını
fark etti ve Tesla'nın Prag Üniversitesi'ne gitmesini destekledi. Tesla'nın
Prof. Poeschl ile tartışması da okul kayıtlarına geçmiştir. Tesla Faraday'ın
elektrik jeneratörünün yetersiz olduğunu ve bu jeneratörün ileri geri hareketin
dışında, dairesel bir dönme hareketiyle bir elektrik motoruna dönüşebileceğini
belirtir. Poeschl bunun imkansız olduğunu söyler. Fakat Tesla itiraz eder ve
bir gün bu motoru yapacağını belirtir.
Alternatif akım motoru ve depresyon
Babasının ölümü Tesla'nın omuzlarına, annesinin ve kardeşlerinin bakım
sorumluluğunu yükler. Budapeşte'de babasının yakın arkadaşı Puskas bir telefon
şirketi çalıştırmaktadır. Budapeşte'ye taşınarak Puskas'ın yanında çalışmaya
başlar. Tesla'nın kafasındaki tek problem alternatif akım motorunun çözümüdür.
otobiyografisinde alternatif akım motorunun denklemlerini Budapeşte Parkı'nda
Goethe'nin Faust eserini okurken ve günbatımını seyrederken çözdüğünü belirtir.
Problemin çözümü sırasında ağır bir depresyon geçirir, kendi tarifiyle masaya
konan bir sineğin çıkardığı ses bile beyninin içinde büyük yankılar
uyandırmaktadır. Alternatif akım motoru elektrikte bir devrimdir. Kendisinden
önce birçok mühendisin beceremediği manyetik alanda alternatif akım üretimini
sağlamıştır. Tesla birden fazla akım kullanarak motorun şaftını döndürmüştür.
Daha da önemlisi Tesla alternatif akımlı motorunu icat ederken akımın kabloya
ihtiyaç dumaksızın manyetik alanda ilerleyebildiğini keşfetmiştir. Bobine gelen
elektrik ilk hareketi vermekete ve daha sonra motorun hareketli parçaları
kabloya ihtiyaç duymaksızın hareket edebilmektedir. Depresyon dönemi geçtikten
sonra Tesla alternatif akımlı motorlarun detaylarını tamamlar. Jeneratörler,
motorlar ve transformatörler tasarlar. İki akımlı motoru, üç akımlı motora
geliştirerek yeni buluşu çokfazlı motorun detayları üzerinde çalışmaya başlar.
"Mümkünlük" sınırlarını sürekli zorladı
"Mümkünlük" sınırlarını sürekli zorladı
Tesla müthiş bir matematikçiydi. Aynı zamanda küçük yaşlkardan itibaren
tutkulu bir doğa gözlemcisiydi. Çocukluğu çılgınca akan nehir sularına kendini
atıp, suyun gücünü incelemekle geçmiş ve bu tutkusu yüzünden birkaç kez ölümün
eşiğinden dönmüştü. Bu özellikleri ve aldığı iyi eğitim Edison gibi bilim
insanları ile Tesla arasındaki ayrım çizgisini belirliyordu. Otobiyografisinde
hiçbir zaman Edison gibi deneme yanılma yöntemiyle çalışmadığını, problemi
matematik olarak kafasında çözmeden hiçbir deney yapmadığını belirtir.
İlginçtir ki, denediği hiçbir aletini ikinci kez denemeye ve geliştirmeye gerek
duymadı. Ürettiği makinalar daima tüm detaylarıyla matematik olarak
çözümledikten sonra istisnasız çalıştı.
Alternatif akımlı motoru Budapeşte'de Faust okuyup, günbatımını seyrederken çözdüğünü belirtmiştik. Tesla bilimin, sanat faaliyetlerinin bir uzantısı olduğuna ve bir bilimci ile bir sanatçı arasında hiçbir fark olmadığına inanıyordu. Döneminin romantik geleneğini takip ediyordu. Eğer tarif edebilme çabamızı zorlarsak, Tesla'nın romantik sanat geleneğinin bir dehası olduğunu belirtebiliriz. Beki de bu yüzden hayatı boyunca hiçbir zaman buluşları üzerinden nasıl para kazanabileceği gibi bir soruyu kendine sormadı. Bu özelliği de Edison ile arasında ki en büyük farktı. Edison daima "mümkün olabilecek buluşlar" üzerinde başkalarının fikirleri üzerinden büyük paralar kazanırken, Tesla mümkünlük sınırını asla bilmedi ve matematik problemleri ile daima zamanının "mümkünlük" sınırlarını zorladı ve o sınırları darmadağın etti.
ABD'deki ilk adımlar
"Geride bıraktıklarım her anlamda sanatsal ve büyüleyiciydi. Ve
bulduğum makinalaşmış, kaba ve cazibesi olmayan bir şeydi. Amerika dedikleri bu
muydu?" (1884) ABD'ye adım attığında Tesla'nın günlük defterine düştüğü
satırlar böyleydi. Avrupa kültürünü ve sanatını olabilecek en yüksek düzeyde
özümsemiş Tesla, ABD'ye adım attığında beş parasızdı. Cüzdanı, valizi ve tren
bileti Paris'te çalınmış, kuvvetli hafızası sayesinde hatırladığı bilet
numarasını söyleyerek, Calais Limanı'ndan gemiye binebilmişti. Atlantik'i
üzerindeki elbiseleri değiştirmeden geçmek zorunda kaldı. Atlantik yolculuğunu
banyo yapmadan ve elbiselerini değiştirmeden yapmak zorunda kalması, hayatında
derin bir iz bıraktı. Bir daha asla elini bir kez kuruladığı havluyu ikinci kez
kullanmadı. Temizlik hastalığına tutuldu. New York'a indiğinde cebinde sadece
İngiliz arkadaşı Charles Batchellor'un Edison'a kendisi için yazdığı referans
mektubu vardı. Cüzdanı çalınmış olduğundan mektubu da gümrük görevlilerine
kimlik olarak gösterip gümrükten geçti. Prag, Paris, Budapeşte ve Berlin'den sonra
New York gözüne inanılmaz derecede çirkin gözüktü. 1917 yılında Amerikan
Elektrik Mühendisleri Enstitüsü kendisine verdiği Edison Altın Şeref
Madalyası'nı aldığı törende Tesla New York'ta attığı ilk adımları şöyle
anlatmıştı: "İlk birkaç adımda kaybolmuştum bile. Yolumun üzerinde bir
atölyede, bir elektrik ustasını önündeki dinamoyu tamir etmeye çalışırken
gördüm ve kafamı uzatıp yardıma ihtiyacı olup olmdığını sordum. "Avrupa
yapımı olan dinamoyu çözemeyen usta, Tesla'nın yardım önerisini kabul etmiş ve Tesla
ceketini çıkarıp, akşamüstüne doğru dinamonun tamirini bitirmişti. Usta
Tesla'ya iş önerdi, fakat Tesla kibarca öneriyi reddedip çıkmak üzereyken eline
tutuşturulan 20 dolar ile şaşkınlığa düştü. O geceki otel ve yemek parası
çıkmıştı.
Ertesi gün 5th Avenue'daki Edison Şirketi'nin önündeydi. Tesla anılarında
Edison'u gördüğünde hayal kırıklığına uğradığını, hayalinde canlandırdığı
Edison tiplemesinin yerine, pazar günü kilise ayinine giden bir çiftçiye giden
birini bulduğunu söyler. Tesla Edison'a alteratif akım motor projesini
anlattığında, Edison Tesla'ya yeni elektrik teorileri ile ilgilenmediğini,
pratik becerisi yüksek bir mühendis aradığını söyler. O günlerde Edison yeni
bir sipariş almıştır, gemi mühendisi Louis Nixon'un transatlantik yolcu
gemisinin aydınlatma sistemini kurmakla meşguldür. SS Oregon adlı yolcu gemisi
zamanının en büyük ve modern yolcu gemisidir ve ilk defa gemilerde kullanılan
gaz lambaları yerine elektrikle aydınlatma sistemleri kurulacaktır. Teknik bir
arıza çıkmıştır ve ve gemiye yerleştirilen iki jeneratörün dinamoları
çalıştırlamadığı için gemi hareket edememektedir. Jeneratörlerin gemiden tamir
için dışarı çıkarılması imkansızdır. Tesla, Edison'a Paris'teki Continental
Edison Şirketi'nde çalışırken bu tip dinamoları tamir ettiğini söyleyerek işi
alır. Dinamoların ana bobinleri yanmıştır. Tesla sabaha karşı iki jeneratörü de
çalışır hale getirir. ABD'deki hayatı SS Oregon gemisinin jeneratörlerini tamir
ederek başlar. Edison, karşısına birdenbire çıkan bu Sırp mühendisin becerisi
karşısında hayrete düşmüştür.
Budapeşte'deki telefon firması kapandıktan sora Tesla patronuyla birlikte Paris'e gelmiş ve orada Edison'un Paris şirketinde çalışırken Batchellor ile tanışmıştı. Batchellor'ın teşvikiyle ABD'ye gelen Tesla, bir şeyin farkında değildi. Edison imparatorluğu doğrudan akımlı elektrik jeneratörlerinin patenti üzerine kurulmuştu. Bu birçok sorun yaratsa da işleri yolunda gidiyordu Edison'un. Ne var ki Batchellor altından kalkmak zorunda oldukları büyük çaplı aydınlatma sistemlerinde birden fazla doğrudan akımlı dinamoyu birbirine bağlama probleminin çözümü için Paris'te tanıştığı bu genç Sırp mühendisinin dehasına güvenmişti ve Tesla'yı bu yüzden ABD'ye gitmesi için teşvik etmişti. Tesla bu gerçekle kısa bir süre sonra yüzleşti.
Budapeşte'deki telefon firması kapandıktan sora Tesla patronuyla birlikte Paris'e gelmiş ve orada Edison'un Paris şirketinde çalışırken Batchellor ile tanışmıştı. Batchellor'ın teşvikiyle ABD'ye gelen Tesla, bir şeyin farkında değildi. Edison imparatorluğu doğrudan akımlı elektrik jeneratörlerinin patenti üzerine kurulmuştu. Bu birçok sorun yaratsa da işleri yolunda gidiyordu Edison'un. Ne var ki Batchellor altından kalkmak zorunda oldukları büyük çaplı aydınlatma sistemlerinde birden fazla doğrudan akımlı dinamoyu birbirine bağlama probleminin çözümü için Paris'te tanıştığı bu genç Sırp mühendisinin dehasına güvenmişti ve Tesla'yı bu yüzden ABD'ye gitmesi için teşvik etmişti. Tesla bu gerçekle kısa bir süre sonra yüzleşti.
Edison Tesla'nın alternatif akımlı motor üretimi için paraya gereksinimi
oduğunu anladığında, kendisine Chicago'daki Haverly Tiyatrosu'nun 647 ampulünün
aydınlatma sistemi için doğrudan akımlı jeneratörlerin senkronizasyon tasarımı
için 50 bin dolar önerdi. Tesla geliştirdiği regülatör sistemi ile
jeneratörleri birbirine senkronik bir şekilde bağladı. Edison'un tasarımına
eklediği ek bir fırça tasarımı ile jeneratörler düzenli bir şekilde
çalışıyordu. Edison Tesla'nın patentini kendi adına aldı. Ve Tesla'ya söz
verdiği 50 bin doları vermedi ve üstelik kaba bir şekilde kendisini tersledi.
Tesla birdenbire günde 18 saat, haftada 7 gün Edison'a çalıştığını ve üstelik
Edison'un ticari atılımın temelini attığını fark etti.İşin gerçeği Edison tam
anlamıyla bir kör cahildi. Hırvatistan'ı Avrupa'nın ortasında yabanıl bir orman
zannediyordu. Bir keresinde Tesla'ya insan eti yiyip yemediklerini bile soracak
kadar dünya kültüründen habersizdi. Tesla, Edison'un kendisine söz verdiği
parayı vermemesi üzerine istifa etti.
Edison ile arasındaki fark
Edison ile arasındaki fark
Tesla'nın ayrılmasından sonra Edison, Tesla'nın tasarımları sayesinde
Amerikan elektrik Endüstrisini ele geçirdi. Tesla alternatif akımlı motorunu
Amerikan şirketlerine kabul ettirmeye çalışırken, halen bir gerçeğin farkında
değildi. ABD endüstrisi doğrudan akımlı elektrik üzerine kurulmuştu ve Edison
da parayı buradan kazandığı için kurulu sistemi değiştirmek istemiyordu. Tesla
alternatif akımlı elektrik sistemini kurabilmek için, tüm sistemi değiştirmek
zorudaydı ve bunun için de alternatif akım endüstrisi şirketine ihtiyacı vardı.
Bu ise muazzam bir kapital anlamına geliyordu. Edison'un sistemi 115 volt
üzerinden çalışıyordu. Bu ise günümüzde kullandığımız yüksek voltajın ihtiyacını
karşılayamayacak bir sistemdi ve üstelik her yarım mil mesafede bir enerji istasyonuna
ihtiyacı vardı. Bu zenginler açısından problem yaratmıyordu. Onlar ihtiyaçları
olan elektrik istasyonunu kurduruyorlardı. Edison'un iş yaptığı toplumsal kesim
de bu zenginlerden oluşuyordu. Tesla ise toplumdaki herkes için evlere kadar
giren bir elektrik üretiminin hayalini kuruyordu. Ohm Kanunu'nu yaratıcı bir
şekilde kullanarak alternatif akımlı enerji üretiminde voltajı düşürüp,
yükseltebileceğini farketmişti. Kentlerin aydınlatılması için düşündüğü bugün
kullandığımız ampül tasarımı ile de ilgilenen olmadı.
Pentagon'un emrine girmedi
Genel olarak bakıldığında Tesla'nın hayatı ve buluşları kapitalizmin
bilimsel gelişmenin önünde nasıl bir engel oluşturduğunun açık bir örneğidir.
19. yüzyıl kapitalizminin sermaye sınıfı Tesla'nın buluşları ile ilgilenmedi.
Zira sermayenin önde tuttuğu kar mantığı ile Tesla'nın geniş halk kitlelerine
hizmet mantığı hayatı boyunca karşı karşıya geldi. Ölümünden sonra bile tüm
buluşları kilit altında tututdu; silah sektörüne ve dev Amerikan tekelerine
kaynak oluşturdu.
Tesla 2000'li yılların teknolojisini 1900'lerin başında teorik olarak
oluşturmuştu. Üstelik halen "parasız elektrik" gibi buluşları
hayatımıza girebilmiş değil. Bir an için hayal kurmayı deneyin ve 1900'lerin
başlarında insanlığın bugün kullandığımız teknik ve teknolojik donanımla
kuşanmış olduğunu düşünün. 100 yıl içerisinde bugün gelebildiğimiz noktayı
düşünmeye çalışın. Yani kapitalizmin cenderesinden kurtulabilmiş bir bilimin isanlığa
sunabileceği hizmetleri düşünün. Acıdır ki; bir zamanlar Etiyopya'nın İtalyan
işgalinden kurtulması için Etiyopya halkına elektronik savunma sistemleri
tasarlayan Tesla'nın buluşları üzerinden son yıllarda Irak ve ülkesi Yugoslavya
katledildi.
Tesla en fazla naif olmakla suçlanabilir. Tipik bir 19. yüzyıl Avrupalı romantik olmakla suçlanabilir. Ama ölümünden 70 yıl geçtiken sonra Batılı yazarların FBI kayıtlarına inanarak, ölmeden önce mikrodalga silahını FBI'a vermek istediğini söylemeleri, deyim yerindeyse düpedüz terbiyesizliktir. Tesla mikrodalga silahını Yugoslavya'nın Nazi işgalinden kurtulması için tasarlamıştı. Ölümünden sonra otel odasına FBI'ın Yugoslavya Büyükelçiliği'nden sonra girebilmesi de, Tesla'nın vatanına olan derin sevgisinin kanıtından başka bir şey değildir. Bugün şu gerçeği itiraf etmek gerekiyor. Tesla FBI'la değil Yugoslav Hükümeti'yle doğrudan temasta oldu. İsteseydi rahatlıkla Pentagon'un emrine girebilirdi. Bunu seçmedi. Ve bu yüzden de sadece FBI'ın değil ABD ekonomisini elinde tutan tüm şirketlerin korkulu rüyası haline dönüştü.
Tesla, Edison'a karşı savaşı kazanıyor
Tesla kurtlar sofrasında mücadele vermenin yöntemini öğrenmişti. Arkadaşı
A. K. Brown ile birlikte Tesla Electric Company'nin kuruluşunu gerçekleştirdi.
Brown, Tesla'ya alternatif akım ile çalışan motorun tasarımının yeterli
olmadığını ve sistemin tüm ek parçalarının jeneratörlerinin,
transformatörlerinin de tasarlanması gerektiğini anlattı. Tesla tek fazlı, iki
fazlı ve üç fazlı üç adet motor geliştirdi. 40'ın üzerinde jeneratör ve
transformatör tasarladı. Sistemin uzun mesafelerde çalışması için yüksek voltaj
aktarabilen ince kablo tasarımı ile sistemini tamamladı. Amerikan Patent
Dairesi'nde sistemin tüm tasarımı Tesla'nın adına 30 ayrı patent ile patentlendi.
Tesla kurduğu yeni sistemin tüm patent haklarına sahipti artık.
George Westinghouse adında bir işadamı Tesla'nın yeni sistemi ile ilgilendi. Bugünkü Westinghouse imparatorluğu Tesla'nın buluşları üzerinden inşa edildi. Westinghouse firması alternatif akım sistemini günlük hayata sokan ilk şirket oldu. Tesla yaptığı anlaşma ile patent hakkından büyük paralar kazandı. Amerikan sosyetesinin gözde simalarından biri olmuştu.
1 Mayıs 1893 yılında
Amerika Chicago'da gerçekleşen Dünya Fuarı'nın aydınlatma sisteminin ihalesini
Westinghouse firması aldı. Bu tarihe kadar ki süreç, Edison'un Tesla ile
mücadelesi ile geçmişti. Karşılıklı patent davaları açıldı. Sonunda Edison,
şirketini satmak zorunda kaldı. Tesla'nın tasarımı olan 96.620 ampulle
aydınlatılan Dünya Fuarı, Tesla'nın uluslarası gösterisi haline dönüştü. Tesla
fuarda kadife bir zemin üzerinde elektrik enerjisiyle döndürdüğü metal
yumurtası ve vücudundan geçirdiği yüksek voltaj enerjisi ile sistemin
zararsızlığını ve üstün gücünü gösterdi. Edison, Tesla ile sürdürdüğü
mücadeleyi kaybetmişti.
George Westinghouse adında bir işadamı Tesla'nın yeni sistemi ile ilgilendi. Bugünkü Westinghouse imparatorluğu Tesla'nın buluşları üzerinden inşa edildi. Westinghouse firması alternatif akım sistemini günlük hayata sokan ilk şirket oldu. Tesla yaptığı anlaşma ile patent hakkından büyük paralar kazandı. Amerikan sosyetesinin gözde simalarından biri olmuştu.
Tesla'nın beyin dalgalarına ilişkin araştırmaları hâlâ bir sır
Tesla 1 Mayıs 1893 Dünya Fuarı'na Yugoslavya'dan ve annesini henüz
kaybetmişti. Londra ve Paris'te verdiği konferanslar ile uluslararası üne
kavuşmuştu. Annesinin yanına ulaştığında, ölüm döşeğindeki annesi ile son
konuşmaları Tesla'yı tüm hayatını sorgulama sürecine soktu. Annesini ölümünün
ardından 6 hafta bilincini kaybetti. Bu 6 hafta içerisinde ilginç ilizyonlar
gördü. Bilinçsiz olarak masa örtüsüne birtakım formüller ve elektrik
düzenekleri karaladı. Bilincine yeniden kavuştuktan sonra şu satırları keleme
aldı: Artık büyük bir düşünceye yoğunlaşmalıyım. Tanrı'dan gelen insan aklının
gücüne. Beynimizin enerji üretimini doğanın enerjisi ile senkronize edersek tüm
gezegenin geleceğini kurtarabiliriz."
Ve bugün halen bir sır olarak kalan Tesla'nın insan beyninin dalgaları üzerine çalışmaları böylece başladı. Westinghouse Tesla'nın buluşları üzerine imparatorluğunu kuradursun, Tesla bu kez çok daha büyük bir projenin içerisine adım atıyordu. İnsan beyninin dalgaları üzerine çalışmalarında, beynin Beta, Alfa ve Teta boyutlarını ölçtü. Bu dalga boylarının ölçümünü bugün modern tıbbın ölçümlerine çok yakın olarak tesbit etti. Normal bilinç düzeyindeki Beta durumundaki beynin EEG ölçümündeki dalga boyunu saniyede 14, dinlenme durumundaki Alfa boyutunu saniyede 7'nin altında ve uyku durumundaki beynin Teta boyutunu da saniyede 3 devir birim olarak saptadı. Tesla-Schuman Rzoransı olarak da bilinen dünyanın doğal dalga boyunu saniyede 10 olarak saptamıştı. Bugün kesin olarak bu ölçüm 7.8 olarak saptanmış durumda. Tesla ELF (çok düşük dalga boyu) 7.8 Hertz dalga boyuna ayarladığı elektrik enerjisini kendi üzerinde deneyerek, deney sonuçlarını kaydetti. Bu araştırmalar özellikle 60'lı yıllarda Sovyetler Birliği'ndeki çalışmalarda geliştirildi. Vücudumuzun enerji haritası çıkarıldı Tesla'nın başlattığı beyin ön lobu ile arka lobu arasındaki enerji değişiminin verileri ve araştırmaların hangi aşamaya geldiği bugün halen kamuoyu tarafından bilinmemektedir. Bilebildiğimiz sadece Rus bilim insanlarının "telekinesis" olarak tanımladıkları çalışmalarda beynin normal Beta durumundayken, Alfa ve Teta boyutlarına geçilmesi durumundaki sonuçların gerek Tesla ve gerekse de Sovyet bilim insanları tarafından incelendiğidir.
Bu araştırmaların önemi şudur. Beynin Beta boyutundan, kişi uyanık
durumdayken Alfa ve Teta boyutlarına sıçratılmasının sonuçları,
"parapsikolji-paranormal faaliyetler" olarak adlandırılan alandan
başka birşey değildir. Tesla araştırmaları bu alandaki incelemelerin insanlık
tarihinde mistik olarak korunan örtüsü kaldırmış, ruh denen şeyin de
biyoenerjimizden başka birşey olmadığı gösterilmiştir. Bu araştırmalar bilimin
ulaştığı sınırlar bakımından fizikötesi olarak tanımlanan alanın fizik
içerisinde tanımını mümkün kılmıştır.
Tesla'nın büyük ütopyası
Tesla'nın araştırmaları insan beyni ile sınırlı kalmadı. Adım adım küresel bir projeye doğru ilerlemeye başladı. Dünyamızın enerji potansiyeli ve insanın biyoenerjisinin Dünya'nın biyoenerjisi ile olan ilişkilerini incelemeye başladı. Colorado'da kurduğu gözlemevi ve laboratuvarında yaptığı araştırmaların sonucunda büyük bir ütopyaya ulaştı. Dünya'nın ve atmosferimizin sürekli olarak elektrik ile şarj edildiğini ve şimşeklerin atmosferde düzenli uzay aralıklarında gerçekleştiğini saptadı. Bu saptaması 1997 yılında Ruslar'ın MIR Uzay istasyonu tarafından doğrulandı. Tesla bu saptamasından hareketle, kablosuz enerji aktarımı ile sadece telgraf mesajlarının değil, sesin, görüntünün ve her türlü yazılı bilginin dünyanın istediğimiz yerine iletilebileceğini söyledi ve bu söylediklerini projeye dökmeye başladı.
Tesla'nın bu cümleleri sarfettiği yıl 1899 yılının mayıs ayıdır. 1899 yılında Tesla'nın laboratuvarında telgraf çoktan ilkel bir alete dönüşmüş ve Tesla televizyon, bilgisayar, cep telefonları, modem hatlar üzerinde çalışmaya başlamıştır. Tesla, Century Magazine ile temasa geçerek Colorado çalışmalarını makaleye dökmek istediğini belirtti. Dergi editörleri Tesla'nın sansasyonel aydınlatma teknikleri üzerine bir yazı bekliyorlardı. Fakat Tesla'dan gelen yazının üst başlığı "İnsan enerjisinin yükselmesinin problemleri", alt başlığı da, "İnsan faaliyetlerinin ve çalışmalarının filozofik tartışması" idi. Makale degide yayımlandı. Tesla yazısında kablosuz enerji üretimi ile evrensel bir dünya sistemi kurulacağını, her türlü mesaj, görüntü ve filmin sınırsız bir şekilde dünyanın değişik ülkelerindeki insanları arasında iletilebileceğini uçağın geliştirilmesi ile ülkeler arasındaki sınırların kalkacağını ve insanların serbestçe yolculuk yapabileceğini ve en önemlisi, dünyanın depolanmış enerjisinden herkesin basit bir alıcıyla sınırsız yararlanabileceğini ve süreç içerisinde el emeğine olan ihtiyacın minimum düzeye ineceğini belirtiyordu. Tesla makalesinde insanlığın bu aşamadan sonra uzaydaki diğer gezegenlerle temasa geçeceğini bildiriyoru. Tesla makalesinde yer alan görüşlerini beş ayrı buluş üzerinde şekillendiriyordu. sırasıyla
- Tesla bobini (Voltaj ayarı yapabilen bobin)
- Transmitter (Dünyanın elektriğinin şarjı ile rezorans olan aydınlatma alanları)
- Kablosuz sistem
- Bireyselliğin Sanatı (Bu Tesla'nın düzeneğinde her bireyin kendi dalga boyundaki alıcısının tasarımı idi. Her bireyin kendi istasyonu kendisine gösterilen mesajları alabilecekti. Bunu günümüzde kullanılan cep telefonu ve e-mail'in ilk prototipi olarak görebiliriz.)
- Uzay Ötesi Dalgalar (Tesla gezegenimizin belli dalga boylarına tepki verdiğini tespit etmiş ve dünyayı sürekli vibrasyonda olan bir enerji topuna benzetmişti. Dünya'nın etrafında oluşturulacak enerji tarlası ile Dünya'nın enerjisi hiçbir kayba uğramadan değerlendirilebilecek ve böylece gezegenimizi kirletmeyen temiz ve parasız bir elektrik elde edilebilecekti).
Kapitalizmin çarkına çomak sokunca
Sonuç ne oldu? Tesla'nın ütopyasında tek bir etken eksikti ekonomik etken. Tesla'nın açıklamaları Westinghouse firmasında
alarm sinyallerine neden oldu. Tesla, Edison'un doğru akım endüstrisini yok
etmiş, oluşturduğu alternatif akım sistemi ile yeni bir endüstri düzeneği
kurmuş ve bu düzenek üzerinden Westinghouse ve General Electrics gibi dev
tekeller türemiş, imparatorluklarını inşa etmişlerdi. Şimdi Tesla hepsini
kablosuz enerji üretiminin yeni düzeneğiyle tehdit ediyor ve kendi kurduğu
endüstriyi çöpe atıyordu. Westinghouse ve General Electrics patronları kuşkusuz
Tesla'nın ne istediğini anlamıyorlardı. Tesla patent ücretleriyle lüks bir
yaşam sürüyordu.
Tesla'nın çabasını tek anlayabilen Samuel Clements (Mark Twain) oldu herhalde. Hayatında hiçbir zaman yakın dostluklar kurmamış olan Tesla ile Clements arasında, dostluk da 1910 yılında Clements'in ölümü ile sona erdi. Tesla ölümüne kadarki yılları, kablosuz sisteminin inşasını oluşturmak için çabaladı. Bu süreçte ihtiyacı olan parayı temin etmek için tüm patent haklarını sattı. Yugoslav Hükümeti imdadına yetişti. Günlük yaşamını sürdürebilecek bir maaş bağladı Tesla'ya.
75. doğum gününde Einstein'ın rölativite teorisinin yetersiz olduğunu, dinamik yerçekimi teorisinin yakında kendisi tarafından kamuoyuna sunulacağını açıkladı. Konuşmasında ses, ısı, ışık, röntgen ve radyo dalgalarının yerçekimi ile ilişkisinden söz etti. Yerçekimi dalgalarından söz ettiği bu konuşması, 1982'li yıllarda tekrar hatırlandı. PSR 1913 + 16 olarak adlandırılan ve enerji kaybına neden olan "double neutron star"ın 1980'li yıllarda bulunmasıyla yerçekimi dalgalarının varlığı kanıtlandı. Tesla bunu nasıl keşfetmişti? Einstein'ın rölativite teorisine neden karşı çıktığı ve yerçekimi dalgalarının varlığını nasıl keşfettiğini hiç bir zaman açıklamadı. Küsmüştü.
Tesla'nın çabasını tek anlayabilen Samuel Clements (Mark Twain) oldu herhalde. Hayatında hiçbir zaman yakın dostluklar kurmamış olan Tesla ile Clements arasında, dostluk da 1910 yılında Clements'in ölümü ile sona erdi. Tesla ölümüne kadarki yılları, kablosuz sisteminin inşasını oluşturmak için çabaladı. Bu süreçte ihtiyacı olan parayı temin etmek için tüm patent haklarını sattı. Yugoslav Hükümeti imdadına yetişti. Günlük yaşamını sürdürebilecek bir maaş bağladı Tesla'ya.
75. doğum gününde Einstein'ın rölativite teorisinin yetersiz olduğunu, dinamik yerçekimi teorisinin yakında kendisi tarafından kamuoyuna sunulacağını açıkladı. Konuşmasında ses, ısı, ışık, röntgen ve radyo dalgalarının yerçekimi ile ilişkisinden söz etti. Yerçekimi dalgalarından söz ettiği bu konuşması, 1982'li yıllarda tekrar hatırlandı. PSR 1913 + 16 olarak adlandırılan ve enerji kaybına neden olan "double neutron star"ın 1980'li yıllarda bulunmasıyla yerçekimi dalgalarının varlığı kanıtlandı. Tesla bunu nasıl keşfetmişti? Einstein'ın rölativite teorisine neden karşı çıktığı ve yerçekimi dalgalarının varlığını nasıl keşfettiğini hiç bir zaman açıklamadı. Küsmüştü.
(Bilim ve Ütopya)
No comments:
Post a Comment