Suhulet, tarihteki ilk çift başlı ferry nin (arabalı vapurun) adıdır. Osmanlı döneminde
İstanbul Boğazı’nda karşıdan karşıya insan, hayvan, araba ve yük taşıması,
sandallar ve mavnalarla yapılırdı. 1800’lü yıllara gelindiğinde önceleri Ruslar
ve İngilizler’in kendi gemileriyle yaptıkları insan ve eşya taşımacılığı, 1851
yılından itibaren yeni kurulan Şirket-i Hayriye’nin Boğaz vapurlarıyla
sağlanmaya başlandı. Ancak zorunlu olarak hayvanlar ve arabalar yine sandallar
ve mavnalarla taşınmaya devam ediyordu. Özellikle Osmanlı ordusunun karşı
kıyıya geçişlerinde büyük sıkıntı ve kargaşalar meydana gelmekteydi. Sadece
askerler ve silahları değil, topların, arabaların, onları çeken atların,
öküzlerin de sandal ve mavnalara bindirildiği düşünülürse bu sıkıntı ve
kargaşanın büyüklüğü açıkça anlaşılacaktır. O yıllarda dünyada da bu soruna
çözüm henüz bulunamamıştır.
Sadece İngiltere’de Thames nehrinde iki kıyı arasına gerilen zincire bağlanan sallar kullanılmaktaydı. 1867-1894 yılları arasında Şirket-i Hayriye’nin Genel Müdürlüğünü yapan Hüseyin Haki Bey bu soruna çözüm bulmak ister. Hüseyin Haki Bey iki burunlu bir gemi düşünmüş ve iki ucuna kapaklar takılarak alt kattaki düzlüğe araba ve hayvanları, üst kata ise insanları yerleştirmeyi planlamıştır. Bu gemi iki istikamete de gidebilecektir.
Düşündüklerini, Sultan Abdülaziz saltanatı döneminde projelendiren Hüseyin Haki Bey, geminin yapım işini Londra'da Maudslay, Sons&Field şirketine ısmarlamış ve
gemi, 1871 yılında İstanbul’a gelmiştir. Bu gemiye “kolaylık” anlamında Suhulet adı
konmuştur. Suhulet, ilk seferine bir topçu kıtasını Üsküdar’dan Kabataş’a
taşımak üzere çıkmıştır. Ancak askerî birliği almak üzere Üsküdar’a
gelindiğinde, mavnacıların ve sandalcıların tepkileri ile karşılaşırlar.
Suhulet kıyıya ancak askerin müdahalesi ile yanaşabilmiştir. İşte bu gemi dünyanın ilk arabalı vapurudur
ve tasarımı ve fikri Hüseyin Haki Bey’e aittir.
45,7 m. boyu, 8,5 m. eni olan, yandan çarklı, saçtan yapılmış, saatte 7 mil hız yapabilen bu tekne
İstanbul Boğazı’na ayrı bir hava getirmiştir. Daha sonra feribot adı verilen bu
gemiler bugün hala bütün dünyada büyük bir ihtiyacı karşılamaktadırlar. Bu
şekildeki taşımacılık büyük kolaylık ve rahatlık getirmiş, hemen aynı tipte
ikinci gemi sipariş edilerek satın alınmıştır. 27 baca numaralı bu geminin
adına da “iki sahili birleştiren” anlamında “Sahilbent” denilmiştir.1915
yılında Çanakkale Savaşlarında da görev yapan bu iki gemi 1959 yılına kadar
şehir hatlarında hizmet etmiştir.
(İstanbul'da Deniz Ulaşımı - Murat Koraltürk)
(İstanbul'da Deniz Ulaşımı - Murat Koraltürk)